5 Kasım 2014 Çarşamba

kelimeler...

İnsan kelimelerden kendisine bir ağ örer mi? Örebilir elbette.
Bu bir beceri değildir tabi...
Ama  'o ağ' bazen hayat kurtarır!
bazen de insanın kendi boynuna dolanır...



İNSAN;
Başka insanların yaptıkları veya yapmadıklarından kaçmak ister çoğu zaman, kendini koruma içgüdüsüyle.
Kaçacak o kadar çok şey bulur ki insan düşünürken, kaçmak yerine bunu düşünmek bir zevke bile dönüşebilir. Kaçmak bir fiildir elbette. Ama ya düşünmek: RİSK YOKTUR!!! Bu yüzden kimsenin bu isteğe rağmen kaçtığı görülmemiştir, görülmeyecektir de...

İçimizdeki 'ben'i hiç bırakmayan yalnızlık isteğinin, her şeyden herkesten uzaklaşma arzusunun ham kaynağı da kendini koruma dürtüsünden başka nedir...

İnsanların
yaptıkları,
yapamadıkları,
yapmak istemedikleri,
yapmak için fırsat bulamadıkları,
yaptıkları ya da yapmadıklarında özgürlüklerine zul gelmesinden korktukları,
yaptıklarında kaybedeceklerini göze alamamaları,
yapmayı ya da yapmamayı bir fiil olarak düşüne-bile-memeleri,
yaptıktan sonra pişman olacaklarını bildiklerinden ihtiyatlı davranmaları,
imkan olsa bile bunu bir nimet olarak gördüklerinden yapmaktan gocundukları,
yapmadıklarında ben-ya da biz-im gözlerim-iz-deki acının onların yaşama sebebi olması,
veee bir de gerçekten çok isteyip de çaresizliğin verdiği emirle yapamamak ya da yapmak...

Yalnız kalma ya da kaçış isteğinin görünürdeki müsebbibi insanlar gibi görünse de aslında içimizde ördüğümüz 'o ağ'dır.
Doğar doğmaz başlarız o ipin ucundan tutmaya...
İlk ses mmm'dır, tüm dillerde. Mother, mom, mama, momy. Sonra baba, dede, vs.vs. sırayla öğretilir her biri... Hatta ilk söylenen kelime çok özel anlam taşır; baba dedi, babasına çok düşkün olacak. Anne dedi, anneci olacak... Velhasılı o anlamı biz yükleriz  o kelimenin sırtına...
Biz büyüdükçe çeşitlenir o ipin renkleri, uzadıkça uzar. Ve bir an gelir hepsi birbirine dolanır. Aslında bir anda olmaz, ip pörsür. İpi çeken yanlış yönden çeker, zamanla olan olur. Anlık değildir yani olay.
Önce adım adım çabalarsınız ipin ucunu bulmak için.  Bir yumağı diğerinden geçirmeden çözmeye çalışırsınız. Ama olmaz. Sonra ki adımda içlerinden geçirirsiniz ip yumaklarının düğümler birer birer çözülüyormuş gibi görünse de her çözümden sonra bir yenisi çıkar önünüze. Siz bununla meşgul olurken zaman akıp gider...

ve o an fark edersiniz.
Korkularınızla yüzleşmektense; içinizde yarattığınız o ağla-kelimelerle- meşgul olmak sizi insanlardan, insanların yaptıklarından, yapmadıklarından, yapmak istemediklerinden ve diğer her türlüsünden korumuştur!!!

İşte bu ağa dolandım ben de...
Ya kurtuluşum olacak,
Ya da...